Sayfalar

7 Kasım 2015 Cumartesi

Selamun Aleykum yarenler

Hayirli aksamlar dostlar
Bu aralar buraz yogunluk ve yorgunlugum var o yuzden sadece foto atip kacicam.Gosterecegim fotolar yogunlugumun sebebi degildir  hatirlatila:)
Nikah düğün nişan ve ozel gunler icin hazirlandi.












18 Ekim 2015 Pazar

YENİDENNN

selamün aleyküm dostlar...
Yine burdayım.Bloga yazı yazmayı özlemişim.sanırım bende instagram facebook derken burayı ihmal ettim.Ama kürkçü dükkanına geri dönmeyi çok isterim.Yeniden ne yazacağım diyerek düşünüp saatlerce düzeltilen cümleleri özledim.Sonradan düşündüm ki buraya emek vermiş az çok anılarımı yazmıştım.Ve onlar burda kayıtlı olarak  kalmıştı mutlu etmişti bunlar beni.tekrardan görüşmek dileğiyle Allaha emanet olun.Rahmanın sevgisıyle kalın....

3 Ekim 2015 Cumartesi

EpilaDerma


Selamun Aleykum yarenler
Yine  uzun bir aradan sonra aranizdayim.Bugun okullar acilmadan once gittigim cok memnun kaldigim bir merkezden bahsedecegim.
EpilaDerma.(epiladerma.com)
Oncelikle guleryuz hijyen ve uzman kadrosundan  cok memnun kaldigimi soylemek isterim.Gonlunun guzelligi yuzune yansiyan guzel sahibesi Tulay hanima cok tesekkur ederim.

Arkadaşlar salonda yapılan işlemlerden bahsdeyim sizlere
 Diode lazer ile kalıcı epilasyon
Medikal cilt bakımları ( leke tedavileri, akne tedavileri, anti-aging bakımlar vb)
Selülit ve bölgesel incelme bakımları
Kalıcı makyaj
İpek kirpik
El-ayak bakımları ve ağda olarak sayılabilir.
Bunların dışında dr ile yapılan hizmetleri : botox, dolgu, terleme tedavisi ve Prp olarak sayabilir.
Herşeyden önce en son teknoloji cihazları ve hijyenik ortamda uzman kadrosu ile yapılan bakımlar da sağlık ve güzelliği ön planda tutmayı ilke edinmisler ve bu doğrultuda tam bir yıldır misafirlerimini ağırlamaya devam ediyorlar.
Sizleri de en kısa zamanda bekliyorlar .
Ben her bayanin mutlaka gidip kendine biraz zaman ayirmasi gerektigini dusunuyorum.EpilaDerma da gidilip  denenmesi gerekli bir merkez..
Nasil ulasabilirim diyorsaniz epiladerma.com

Allah'a emanet olun.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Anneler gunu hediyesi

Selamun Aleykum Dostlar..
Biliyorsunuz haftaya 10 mayis bizim en degerlilerimizin annelerimizin gunu..Her ne kadar bu ozel insanlari anmak ve anlamak icin bir gun gibi kisa bir sure ayirsakda, sadece o gunler aklimizdaymis gibi davransakda o malum gunleri mecburen kutluyoruz iste...
Bu kutladigimiz onlara cesit cesit hediyeler aldigimiz bu guzel gun icin onlara anneler gunu konseptli sepetler hazirladik.
Eger anneme ozel ,anlamli, kullanisli,sevimli bir hediye alayim diyorsaniz fotolara bir bakin derim.karar verirseniz yorum birakin...
Allah'a emanet olun.





28 Nisan 2015 Salı

kokulu taşlarım ve ben

İyi akşamlar yarenler...
Biliyorum uzun zamandır bloguma uğrayamadım. Ama başka işlere dalınca burası biraz garip kaldı.Hemen konuya dönüp neler yaptığımı paylaşayım istiyorum.
Aşağıdaki kokulu taşları hobi olarak başladım Ancak beni çok sardı ve sipariş yapıyorum artık.eğer ilgilenen olursa yorum yazsın.



Bunları okuldan bir arkadaşımın oğlununu sözü için hazırladım.




Bunlar promosyon olarak hazırlandı.



Bu arkadaşımın teyzesine ev hediyesi olarak İzmire yolculandı.


Buda anneler günü içinnn...
Siparişleriniz için mesaj atabilirsiniz...
Sevgi ve muhabbetle Allah'a emanet olun.

13 Mart 2015 Cuma

ALLAH’I ÇOKÇA ZİKRETMELİYİZ

ALLAH’I ÇOKÇA ZİKRETMELİYİZ


􀂭ِ“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Onu sabah akşam tespih edin. O,
sizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de
sizin için bağışlanma dileyendir. Allah müminlere çok merhamet edendir.”
(Ahzâb, 33/41-43)
Metnini ve mealini okuduğumuz bu âyet-i kerîmede Rabbimiz, biz iman edenlere
kendisini çokça anmamızı, sabah akşam onu tespih etmemizi emretmektedir.
Bizler Rabbimizin bu emrini severek ve isteyerek yerine getirmeliyiz. Çünkü sahip
olduğumuz bütün nimetler Allah’tan gelmektedir. Ayrıca Allah, gönderdiği ilahi
emirler vasıtasıyla bizi karanlıktan aydınlığa çıkarmış, bize doğru yolu göstermiştir.
Bütün bunlara rağmen yine de bizler zaman zaman kabahat işleyerek kulluk vazifemizi
tam olarak yerine getiremeyiz. Bu durumda bile O bize merhamet eder ve bizi
bağışlar. Çünkü O, müminlere karşı çok merhametlidir. Ayrıca sürekli olarak O’nun
emrine itaat eden melekleri de, O’nun emrine uyarak bizim bağışlanmamızı O’ndan
niyaz ederler.
Sabah akşam tespih etmeyi üç şekilde anlayabiliriz. Birincisi; namaz vakti olarak
sabah ve akşam namazlarının vakitleridir. Yani bu iki namaz vaktinin önemine
vurgu yapılmıştır. Bu namazlara dikkat etmemiz gerektiği açıklanmıştır. İkincisi;
zaman olarak sabah ve akşam vakitleridir. Bu vakitler genellikle insanların uykuda
olabilecekleri saatlerdir. Bu saatlerde uyanık olmaya ve bu zamanların bir kısmını
Allah’ı zikir ile geçirmeye işaret edilmiştir. Üçüncüsü ise günün bütün vakitleridir.
Türkçemizde “gece-gündüz”, “sabah-akşam”, “olur-olmaz” zamanda gibi tabirler,
bütün günü anlatmak için kullanılır. Buna benzer tabirler Arapçada da bulunmak-
tadır (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul, 1971, 6/3910). Bu duruma göre;
yatağımıza yatmadan önce, yatağımızdan kalkınca, bir işimize başlarken, o işimizi
yapmaya devam ederken, işimizi bitirince, günün belirli zamanlarında Allah’ı anacağız,
Bismillah, elhamdülillah, Lâ ilâhe illallâh, Allahu ekber, yâ Allah, sübhânallah…
vb. zikirlerle; şu çiçeği Allah ne güzel yaratmış, bu kâinatın düzeni ne kadar mükemmel,
bu yağmuru Allah nasıl yağdırıyor, bu işi yapacağım ama Allah’ın rızasına
aykırı bir şekilde yapmamaya dikkat edeyim gibi duygu ve düşüncelerle hareket
etmek de, bütün gün Allah’ı zikretmek anlamına gelir.
Rabbimiz yüce kitabımızın başka bazı ayetlerinde de; biz onu anarsak onun da
bizi anacağını haber vermekte (Bakara, 2/152) ve içimizden yalvararak, O’ndan korkarak
yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikretmemizi (A’râf, 7/205), bütün benliğimizle
ona yönelerek adını anmamızı (Müzzemmil, 73/8-9) emretmektedir. Ayrıca
göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde,
bizim gibi akıl sahipleri için ibretler olduğunu, ayaktayken, otururken ve yan yatarken
bile Allah’ı düşünüp anmamızı, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünmemizi
ve “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş
azabından koru” (Âl-i İmrân, 3/190-191) dememiz gerektiğini bize haber vermektedir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Azîz ve celîl olan Allah şöyle buyuruyor: Kulum kendi hakkında benim nasıl hüküm
vereceğimi zannederse, ben öyle hüküm veririm. Kulum beni anarken ben muhakkak
onun yanında olurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu nefsimde gizlice
zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu daha hayırlı bir cemaat
içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum
bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona
koşarak varırım” (Müslim, “Zikir Dua Tevbe ve İstiğfar”, 48/1, III/2061).
Bu hadis-i şerifte bir benzetme yapıldığını elbette fark ediyoruz. Allah’ın bizim
yanımızda olması, bizi zikretmesi, bize yaklaşması, bize koşarak gelmesi, O’nun kullarına
çok yakın olduğu, yaptıklarını bildiği ve dualarına icabet ettiği anlamına gelir.
Biz Rabbimize kalpten inanacağız, O’nu dilimizle ve kalbimizle zikredeceğiz,
her işimizi yaparken O’nun bu konuda bize neleri emrettiğini, neleri yasakladığını
düşüneceğiz ve ona göre davranacağız. O’nun rahmetine ve merhametine güveneceğiz,
O bizi affedecek, cennetleriyle ve nimetleriyle ödüllendirecek diye güzel zanda
bulunacağız. Yüce Rabbimiz de bizim bu güzel zannımızı değerlendirecek ve bizi
cennetleriyle ve nimetleriyle ödüllendirecektir. Bizi bağışlamaya muktedir olan Rabbimizin
cezalandırmaya da gücünün yettiğini hesaba katarak korku ile ümit arasında
olacağız. Zaten bize yakışan da, korku ile ümit arasında olmaktır.

22 Şubat 2015 Pazar

Selamun aleykum dostlar,
Bugunlerde bloga ne yazi yazmak ne de birilerine yorum atmak gelmedi icimden.Bunun nedeni bir kadin olarak bir anne olarak bir insan olarak Özgecanin basina gelen vahset.Bu konuyu allah ne verdiyse blogunun sahibesi sevgili Melek ablamiz oyle guzel anlatmiski o yazinin ustune daha diyecek bisey olamaz dedim kendimce.
Lutfen yaziyi okuyun bana hak vereceksiniz.

Gelelim bugunlerde nelerle ugrastigima
Bakin asagida nelerle ugrasmisim.




 Bunlarda mutfak onluklerim



Selametle kalin yorumlarinizi bekliyorummm

19 Ocak 2015 Pazartesi

MASUMIYET

Masumiyet
Masumiyet bir bebegin gözündeki ısıktır.
Masumiyet bir annenin bebegine sefkatidir.
Masumiyet, geceyi bir fener aydinligiyla gokte asili duran aydir.
Masumiyet,mecnunun leylayi aradigi çöldür.
Masumiyet, Ismail'in teslimiyetidir.
Masumiyet,gecenin karanligina inat her sabah dogan gunestir.
Masumiyet,arının binbir cicekten kokladığı baldır.
Masumiyet,Yusuf'un zindandaki sabridir.
Masumiyet,daglarin ve goklerin zikridir.
Masumiyet,özdür,saftır.



15 Ocak 2015 Perşembe

RESIM CALISMALARIM

Bunlar son yaptigim karakalem calismalarim.Biliyorum yolun daha cok basindayim ama devam etmek istiyorum...


Bunlarda akrilikle calistigim tuvaller....
SEMAZENLERIM

MANOLYALARIM


CAY SETIMM:))

Selametle huzurla Allah'a emanet olun.

9 Ocak 2015 Cuma

Bir garip yolcunun sogukla imtihani

Evet heryerde kar var.Karda oynamak,kardan adam yapmak,sicacik evimde pencereden karin yagisini izlemek vesaire hersey cok guzel ama..Sanirim ben yaz insaniyim.Kisin bu guzelliklerine ragmen ben usumeyi cok sevmiyorum.Usudugum icin sicak odadan baska odalara yada mutfaga istedigim gibi gidip gelememek benim ruhumu zorluyor.Hatta bunaltiyor.Tabi ki butun mevsimler yaz olsun demiyorum ama karin magduruyeti beni acikcasi geriyor.
Kendime kizmiyor da degilim bu kari bekleyen kim bilir kimler kimler var.Kimbilir ne kadar cok mahlukat bekliyor bu guzelligi bu bencilligin anlami yok diyorum.Ama ben yinede soguktan pek hoslanmiyorum.
Ben simdi kendimi sicacik gunesin kollarina birakmak istiyorum.Gunesle gelen su guzellikleri seyre dalip gitmek istiyorum.


Selametle Allah'a emanet olun...

7 Ocak 2015 Çarşamba

SABIRLA İMTİHAN
􀂭ِ“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden
eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet
gelince, ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na
döneceğiz’ derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır.
Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.” (Bakara, 2 /155-157)


Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah’ın çok sabırlı olduğunu ifade eden birçok âyet-i
kerime vardır. Bu itibarla çok sabreden anlamına gelen “sabûr” kelimesi Esmâü’l-
Hüsna/Allah’ın güzel isimlerinden birisidir (Bk. Tirmizî, “Da’avât” 81). Yüce Allah’ın
kullarına ihsan buyurduğu en hayırlı lütuflardan birisidir sabır. Ebu Saidi’l-Hudrî
(r.a), “Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır.”
(Buhâri, “Zekât”, 50) demiştir. Eğer insana sabır ve metanet gibi önemli özellikler
bahşedilmemiş olsaydı dünyada başına gelebilecek muhtemel olumsuzluklar
karşısında çaresizlik girdabına düşerek yaşama ümidini kaybedebilirdi. Bu itibarla
sabır her türlü olumsuzluklar karşısında insanı hayata bağlayan en büyük bir nimet
olarak algılanmalıdır.
Zikrettiğimiz âyette belirtildiği gibi insan dünya hayatında çeşitli şekillerde sıkıntı
ve musibetlere maruz kalabilir; korku ve açlığa/kıtlığa duçar olabilir, mal ve
canına zarar gelebilir ve doğal afetlerle karşılaşabilir. Bu durumda bile müslüman
hayattan ümidini kesmez. Allah’ın bahşettiği sabır ihsanı sayesinde aklını kullanarak
çıkış yolu arar. Hz. Peygamber (s.a.s)’den rivayet edilen bir hadiste müminlere
musibetler anında şöyle davranmaları buyrulmuştur:

“Sevabın çokluğu, belânın büyüklüğüne göredir. Allah (c.c) bir topluluğu sevdiği
zaman, onları muhtelif musibetlerle imtihan eder. Kim bu musibetleri sabırla karşılarsa
Allah Teâlâ ondan hoşnut olur. Ve kim musibetleri sabır ve tevekkülle karşılamaz
isyan ederse o da Allah (c.c)’ın gazabına müstahak olur” (İbn Mâce, “Fiten”, 23).
Bu bakımdan başımıza gelen hadiseler musibet ve felaket cinsinden de olsa
bunlardan ders çıkarıp ibret almak suretiyle hem Allah’ın gazabından hem de daha
büyük felaketlere düşmekten emin olmanın gayreti ve tedbirleri içerisinde olmamız
gerekir. Dolayısıyla sabır, sadece feryat ve figan etmekten kaçınıp boyun bükerek
beklemek değildir. Mümin öncelikle vakayı kabul ederek Allah’ın korumasına
ve yardımına sığınır ve daha önceki durumundan daha güzel bir sonuca nasıl erişebileceğinin
gayreti ve çalışması içinde olur. Böyle bir mümin de Allah’ın sevgisini
ve yardımını kazanmış olur. Demek ki başımıza gelen musibetler Allah’ın bizi
sevmediği anlamında değildir. Zira insan olmanın bedeli nimet ve bela ile iç içedir.
Allah’ın bir imtihan vesilesi olarak dünyada kurduğu düzende iyiliklerle kötülükler,
nimetle külfet beraber yürür. Nimetlere ve iyiliklere şükretmek kadar musibet
anında metaneti korumak erdemli bir mümin olmanın işaretidir. Hz. Peygamber
“Sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir” buyurmak suretiyle (Buharî; “Cenâiz” 43)
insanı her yönüyle sarsabilecek hadisenin ilk anında bilinçsizce davranışlarda bulunarak
daha kötü bir sonuca düşmekten bizleri sakındırmak istemiştir.
Bir Müslüman için ölüm hadisesi gerçekte bir musibet değil, Allah’ın mutlak
takdiri ve ebedî âleme geçiş kapısıdır. Dünya hayatında Allah’ın yarattığı bir kural
olarak ölüm bazen en yakınımızı, en çok sevdiğimizi, göz bebeğimizi genç yaşta
bizden ayırabilir. Böyle bir hadiseyi dahi sabır ve metanetle karşılayan bir müslümana
Resûlullah’ın verdiği müjde sadece bir teselli değil, aynı zamanda olaylar
karşısında kendisini kaybetmeden teenniyle hareket etmenin güzel bir sonucu,
dünyada da beraberinde getireceğinin de müjdesidir: Nitekim sevgili peygamberimiz
şöyle buyurmaktadır:
“Bir kulun çocuğu ölürse, Allah meleklere şöyle söyler: ‘Kulumun çocuğunu kabzettiniz!’
‘Evet’ derler. ‘Kalbinin meyvesini elinden aldınız’ Melekler; ‘Evet’ derler. Allah tekrar
sorar: ‘Kulum ne dedi?’ ‘Sana hamd etti ve herkesin dönüşü Allah’adır, dedi.’ derler. Bunun
üzerine Allah Teâla şöyle emreder: ‘Öyleyse, kulum için cennette bir köşk inşa edin
ve bunu Beytu’l-hamd (hamd evi) diye isimlendirin.” (Tirmizî, “Cenâiz”, 36)
Demek ki dünya hayatında başımıza gelen hadiseler karşısında bedbin olmadan,
teenni, sebat ve vakarla yürüyebilirsek kendimizi dünyada başımıza gelmesi
muhtemel daha kötü sonuçlardan koruduğumuz gibi ahirette de Allah’ın cennetiyle
mükâfatlandırılmış oluruz. Nitekim âyet-i kerimede şöyle buyurulur:
“Sabretmenize karşılık selam sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!”
(Ra’d, 13/24)

6 Ocak 2015 Salı

HEDIYELERIMMM GELDIIIIII

DEFTERLESME ETKINLIGI

Selamun aleykum yarenler...
Evet dun bekledigim kargom geldi.Kargoya baktim acmadan once hizli bir dusunce gecti aklimdan.
Hic tanimadigim nerde yasadigini,ne is yaptigini,nasil biri oldugunu bilmedigim guzel yurekli bir dost dusunup,tasinip, emek edip boyle bir etkinlik dusunmus.Bir baska guzel yurekli yarende (yine hic tanimadigim)bu etkinligi goz ardi etmemis isini gucunu birakip,zaman ayirip,hediyeler hazirlamis ve paketi bana gondermis.


Insan hep mutlu olur hediye almaktan ama bu baska bir mutluluk oldu benim icin.Birinin beni dusunmesi beni tanimasa da bana zaman ayirmasi cok guzel cok ince bir dusunce.Bu dusunceye vesile olan Masal yildizi 'na cok tesekkur ederim.Bu ince dusunceye eslik eden sevgili Hulya Hanima duyarliligindan ve guzel hediyelerinden dolayi cok tesekkur ederim.


Sagolsun Hulya Hanim oyle guzel bir defter gondermis ki ne yazacagimi bilemedim,karar veremedim.Bir ayet defterimi yapayim,dua defterimi yapayim yoksa ani defterimi yapayim cok kararsizim.Siz ne dersiniz yarenler