Sayfalar

2 Temmuz 2014 Çarşamba

SABIR VE NAMAZLA RABBİMİZDEN YARDIM DİLEYELİM

SABIR VE NAMAZLA RABBİMİZDEN
YARDIM DİLEYELİM


Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz,
Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.” (Bakara, 2/45)

Dua, dinin ve kulluğun özüdür. Allah ile birlikte olmak, bütün gönlümüzle O’na
yönelmek O’na yakarmaktır. Rabbimiz yukarıdaki ayette duanın başka bir yönüne,
kendisinden yardım istemenin nasıl olması gerektiğine işaret etmektedir. Kur’an’ın
ifadesine göre Rabbimiz bize çok yakındır. Dua edenin duasına karşılık verir. Ancak
bizim de yapmamız gereken bir şeyler bulunmaktadır: O da yardım istemek için
hazırlık yapmak, yani yardım istemenin gereklerine uymaktır. Yukarıdaki ayete göre
Rabbimizden yardım istemenin yollarından biri de sabretmektir. Sabır bize verilen
her şeye karşı dayanıklı olmaktır. En geniş tarifiyle sabır, musibete, günah işlememeye
ve ibadetleri yapmaya dayanıklı olabilmektir. Öyleyse, dua edecek mümin,
bütün bunlarda ısrarcı olmalı, hiçbir engele takılmadan Rabbine kulluğa devam etmelidir.
Yardım isteyen müminin dua etmeden önce atacağı ikinci adım, kendini
günahlardan alıkoyan namazı kılmasıdır. Namaz biz müminlerin Rabbimizle baş
başa olduğumuz en önemli anlardan biridir.
Ayette ifade edilen sabır ahlaki bir kavram olarak, acıya katlan ma, sıkıntıya
göğüs germe; Allah’a tevekkül ederek O’ndan gelen sıkıntılara kat lanma; insanın
kendisini, aklın ve dinin yapılmasını gerekli gördüğü işleri yapma ya veya yapılmasını
yasakladığı, uygun bulmadığı davranışlardan uzak durmaya zorlaması; kişinin
hayırlı amacına ulaşma yönündeki direnci olarak tarif edilmiştir. Bu ise gerçekten
kimsenin kolaylıkla başaramayacağı, nefse ağır gelen zor işlerden biridir.
Rabbimize yönelen kullar olarak her an O’ndan yardım istemekteyiz. Her gün
Fatiha’da “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz!” diyerek her an O’na
sığınmaktayız. İşte O’na sığınmanın O’ndan yardım dilemenin yollarından ilki, her
şeye karşı dayanıklı olmaktır. Bunun birinci aşaması haramlardan el çekmekle başlar.
Bir mümin olarak Rabbimizi hoşnut etmek istiyorsak önce O’nun yasaklarına
karşı dayanıklı olmalıyız. Yasaklara karşı dayanıklı olduğumuzda, sınavın birinci
engelini başarmış ve O’na karşı kullukta bir adım öne geçmiş oluruz. Öyleyse
Rabbimizden yardım istemenin ilk aşaması günahlardan kaçma konusunda sabırlı
olabilmektir. Efendimiz (s.a.s)’in bir hadisinde, yediği haram, içtiği haram ve giydiği
haram olan birinin yalvarmasına, Allah’ın karşılık vermeyeceğine işaret etmesi
bu durumun önemini gözler önüne sermektedir (Müslim, “Zekat”, 65). Sabrın ikinci
boyutu ise ibadetleri yapma konusunda dayanıklı olmaktır. Rabbimiz bize yardım
etme sözü vermiştir. Ancak o da bizden bir adım atarak dinine yardım etmemizi,
yani ibadetleri az da olsa sürekli olarak yerine getirmemizi istemiştir. Kısacası O
bizden, ölüm bize gelene dek kulluk istemiştir. Sabrın üçüncü boyutu ise başa gelen
sıkıntılar karşısında güçlü kalabilmek, yılmamak ve bir imtihandan geçtiğimizin
bilinci ile hayatımızı değerlendirebilmektir.
Ayette de belirtildiği gibi, Rabbimizden yardım istemenin ikinci ön şartı O’nun
önünde eğilmektir. Dua, zaten bütün gönlü O’na vermektir. Ama duanın bir ileri
boyutu olan namaz, O’nun önünde divan durmak ve O’nunla baş başa kalabilmektir.
Rabden yardım istemenin ikinci ön koşulu olan namaz insanı kötülükten alıkoyar.
İnsanın dayanıklılığını artırır. Bu en büyük zikirdir. Zaten namazın bir sonraki
evresi, Rabbin önünde secdeye kapanmaktır. Rabbine kullukta bu kadar ileri giden
bir gönlü Rab nasıl reddeder. O artık onu reddetmekten hayâ eder. İşte biz de Rabbimizden
bu şekilde yardım dilemeliyiz.
Dua, bir iç döküştür. Rabbe sığınmaktır. O’na sığınan bir kulun Rabbinin hoşnut
olmadığı bir hâl üzere olması nasıl düşünülebilir ki! Öyleyse haramlardan uzak durarak,
ibadetlere sabır göstererek ve başımıza gelen musibetlere dayanıklı olarak ve
de namaz kılarak Rabbimizden yardım dilemeliyiz. Ama bu şekilde, yardım istemek
çok zordur, pek çok kimseye bu ağır gelir. Ancak bu şekilde yardım istemek, sadece
Rabbine gönülden bağlananlar için kolaydır. Öyleyse önce Rabbimizin yüceliğini ve
O’na gönülden bağlanmayı içimize sindirmemiz gerekiyor. Rabbimizin bize bizden
daha yakın bir hükümran olduğunu bilerek bütün gönlümüzle O’na yönelmeli ve
“duanız olmasa ne işe yarardınız” çağrısına cevap verecek ön hazırlığı yapmalıyız.

1 yorum:

Limon çiçekleri dedi ki...

Inşallah canısı..