Sayfalar

30 Haziran 2014 Pazartesi

“Bu ayda dört şeyi çok yapınız!”

 “Bu ayda dört şeyi çok yapınız!”






Peygamber efendimiz devamla şöyle buyurdu:
“Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmıyacaktır.”
(Sahîh-i Buhârî)deki bir hadîs-i şerîfte de Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:
“Bir kimse, Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazîfe bilir ve orucun sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur.”
Bu hadîs-i şerîften anlaşılıyor ki, orucun Allahın emri olduğuna inanmak ve sevap beklemek lâzımdır. Günün uzun olmasından ve oruç tutmanın güç olmasından şikâyet etmemek şarttır. Günün uzun olmasını, oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmayı, fırsat ve ganîmet bilmelidir.
Câbir bin Abdullah hazretlerinin haber verdikleri bir hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:
“Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazan-ı şerîfte beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir peygambere vermemiştir:
1- Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ mü'minlere rahmet eder. Rahmet ile baktığı kuluna hiç azap etmez.
2- İftâr zamanında, oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha güzel gelir.
3- Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların affolması için duâ eder.
4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara, âhırette vermek için, Ramazan-ı şerîfte Cennette yer ta'yîn eder.

5- Ramazan-ı şerîfin son günü, oruç tutan mü'minlerin hepsini affeder. Yâni Ramazan ayının tamamını oruçlu geçirenleri affeder.”

9 Haziran 2014 Pazartesi

MELEK KARSINIZDAYSA


Zaman gelip gecerken
Bir an azrail melegi ile karsilasacagimi dusundum.
 Durdum..
Iste o an gecen zaman durdu,
Dunya durdu,hareket durdu...
Nefesim kesildi,kalbimin citi cikmadi.
Duran zaman da ne yapacagimi,
Ne dusunecegimi bilmez halde,
Tas kesildim zamanla...
Sonra birden geldim kendime
''Ve gelecek yoksa gecmis var "
Deyip yuz cevirdim gecmisime
Ne yapmistim bu ana kadar...
Aklim basima geldiginden bu yana
Neler eksik neler tamdi hayatimda
Once yaptiklarim geldi aklima
Ve bir cirpida gecti gozumun onunden
Ya dedim yapmam gerekli olup yapmadiklarim ya da yapamadiklarim
Onlar ise gecti gecti gecti bitmek bilmedi
Gozumun onunden.
Ne kadar da coktu.
Oysaa bir cogunu yaptim diye dusunmustum o ana kadar
Ne kadar yanilmisim.
Ne kadar kandirmisim kendimi.
Oysa coktu aslinda yaptiklarim
Ama artik zaman yoktu...
Zaman olsa telafi edilebilir,
Af dilenilebilirdi YARADAN'dan.
Zaman olsa secdeden hic kaldirmadan basini saatlerce gecirilebilirdi.
Pismanlikti bunun adi.
Cok ama cok pismanlik

Derken melek kayboldu  birden gozumden.
Hayat akmaya zaman donmeye basladi.
Bense yapmadiklarimla kaldim basbasa
Hala dusunuyordum nasil telafi etmeli nasil  af dilemeli...
Bunun icin hic dusunmeden secde de olmaliydi insan...

Dedim ve....



7 Haziran 2014 Cumartesi

BENZERLIKLERIN FARKLILIGI



Hic cevrenize baktiniz mi neler birbirine benzer neler birbirinden farklidir diye...Soyle buyuk bir cam agaci ormani hayal edin.uzaktan baktiginizda camlar birbirinin ayni gibi gorunur.Ayni boyda,ayni renkte,ayni kalinliktadir.Sonra yaklastikca camlari ayri ayri gozlemleme firsatiniz olur.Bu gozlemleme de anlarsinizki aslinda hicbiri birbirine benzemez.Hepsinin boyu farklidir,kalinligi farklidir,dallarinin duzeni farklidir,yapraklara gelince hicbiri digerine benzemez.
 Ayni insanlar gibi....
Herkesin eli, ayagi, gozu, kasi, akli,fikri,dusuncesi var.Ancak ayrintiya baktigimizda hic benzemeyen eller,ayaklar,gozler,akillar,fikirler,dusunceler.....

Rabbim  yaratirken benzerliklerin farkliligi ilkesine gore yaratmis.
Kimbilir ne hikmetler var?????




4 Haziran 2014 Çarşamba

PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLAKI

PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLAKI


“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 68/4)

Okuduğumuz ayet-i kerimede Peygamberimizin yüce bir ahlaka sahip olduğu
açıkça belirtilmektedir. Ayet-i kerimedeki “üstün ahlaktan” kasıt ise Hz. Peygamber’in
sahip olduğu Kur’an ahlakıdır. Nitekim Hz. Aişe’ye, Peygamberimizin ahlakının nasıl
olduğu sorulduğunda O, “Siz hiç Kur’an okumaz mısınız? ‘Resûlullah’ın ahlakı
Kur’an’dır’ demiş ve yukarıda meali verilen ayeti okumuştur (Müslim, “Müsâfirîn” ,
139).
Peygamberimiz (s.a.s), her konuda biz Müslümanlar için en güzel örnektir. Nitekim
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman kimseler için Allah’ın resûlünde sizin için
en güzel örnekler vardır.” (Ahzâb, 33/21)
Peygamberimizin attığı her adım, söylediği her söz, yaptığı her iş, geliştirdiği her
ilişki bizim için örnektir. Çünkü Allah’ın örnek olarak takdim ettiği bir insan tabii
ki bizler için rehber ve örnek olacaktır.
Peygamberlerin tebliğ ettiği hak dinler, Peygamberimiz (s.a.s) ile kemale erdiği
gibi güzel ahlak da onunla kemale ermiş ve zirveye ulaşmıştır Kendileri ümmetine
örnek olmak için Allah Teâlâ’dan güzel ahlak istemiş, kötü ahlak ve vereceği zararlardan
da Allah Teâlâ’ya sığınmıştır:
“…Allah’ım! Beni amellerin en iyisine ve ahlakın en iyisine ilet. Amel ve ahlakın en
iyisine ancak sen hidâyet edebilirsin. Amellerin kötüsünden ve ahlakın kötüsünden beni
koru. Amel ve ahlakın kötüsünden ancak sen koruyabilirsin.” (Nesâî, “İftitah”, 16)
“Allah’ım! Ayrılıktan, münafıklıktan ve ahlakın kötüsünden sana sığınırım.” (Nesâî, “İstiaze”,
21; Tirmizî, “De’avât”, 126)
Şimdi bazı ahlaki sıfatlardan hareketle Peygamberimizi tanımaya çalışalım:
1- Doğruluğu: 35 yaşında iken yaşadığı toplum tarafından Muhammedü’l-
Emin (En güvenilen) diye isimlendirilmiştir. Müşrikler ona şair, kâhin, cin çarpmış
gibi yakıştırmalarda bulunuyorlar ancak hiçbir zaman yalancı diyemiyorlardı. Hatta
Ebu Cehil, “Biz seni yalanlamıyoruz, getirdiğini yalanlıyoruz” diyordu. Bunun
üzerine En’âm suresi 33. ayet-i kerime inmiştir: “Onların söylediklerinin hakikaten
seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar, seni yalanlamıyorlar fakat o zalimler
açıkça Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorlar” (Tirmizî, “Tefsîr”, 7/1). Abdullah bin Amr
anlatıyor: Peygamber evimizde bulunduğu sırada annem çocuğa gel sana bir şey
vereceğim, dedi ve hurma verdi. Peygamberimiz; “Eğer çocuğu kandırmış olsaydınız
size bir yalan günahı yazılırdı.” buyurdu (Ebu Davud, “Edep”, 88; Ahmed b. Hanbel,
Müsned, II, 452).
2-Merhameti: Onun için Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Biz seni âlemlere
rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 21/107) Kendisi de şöyle buyurmuştur: “Merhamet
edene Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size
merhamet etsin.” (Tirmizî, “Birr”, 16 ) “Merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”
(Ebu Davud, “Edeb”, 16)
3-Cömertliği: Peygamberimiz; “Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah’tır” derdi.
Câbir (r.a.) onu anlatırken şöyle söylemiştir: “Peygamberimiz kendisinden bir şey
isteyene asla yok dememiştir.” Hz. Aişe ise; “Peygamberimiz üç gün peş peşe karnını hiç
doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Fakat yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercih
ederdi.” demiştir (Tirmizî, “Zühd”, 38).
4- Tevazuu: Peygamberimiz bir mecliste boş bulduğu yere oturur, ev işlerine
yardım eder, elbisesini yamar, pazardan ev ihtiyaçlarını kendisi görürdü (Elmalılı,
Hak Dini Kur’an Dili, c.II, s.1256). Tevazu konusunda şöyle buyurmuştur:
“Kim müslüman kardeşine alçak gönüllü davranırsa Allah onu yükseltir. Kibirleneni,
üstünlük taslayanı ise Allah alçaltır.” (Taberânî, Evsat, 7707, 8, 247; et-Terğib, III/561)
Peygamberimiz zengin-fakir ayırımı yapmadan davete gider, fakirlerin evine gidip
hâl hatır sorar, hastaları ziyaret ederdi. Hastalara şifa bulmaları için dua eder,
“inşallah iyileşeceksiniz” diye teselli ederdi (Buharî, “Merda”, 10 ). Bir defasında
Yahudi bir ailenin hasta çocuğunu ziyaret etmiş, onu İslam’a davet etmiş, o da babasının
yüzüne bakmış, babası da “Oğlum! Peygamber ne diyorsa sen onu yap” demiş
ve çocuk müslüman olmuştu (Buharî, “Merda”, 11 ).
5- Aşırı övgüden hoşlanmazdı: Peygamberimiz ashabına; “Beni Hıristiyanların
İsa (a.s)’yı övmeleri gibi övmeyin. Ben Allah’ın kuluyum. Bana Allah’ın kulu ve elçisi
deyin” derdi (Buharî, “Enbiya” , 48).
6- Hoşgörüsü ve Bağışlayıcılığı: Sevgili Peygamberimiz güler yüzlü ve yu
muşak huylu idi. Allah Teâlâ, onu Kur’an-ı Kerim’de şöyle vasfetmiştir:
“Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba,
katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını
dile.” (Âl-i İmran, 3/159)
Dokuz yıl Peygamberimizin yanında bulunan ve yetişen Enes bin Malik, “Bana
bir kez olsun ‘öf’ demedi” demiştir. Kimsenin kusurunu yüzüne vurmaz, “Bazıları
şöyle yapıyor” şeklinde topluma konuşurdu. Kendisine yapılan ikramları küçümsemez
ve ikram sahiplerini hayırla anardı (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 100).

1 Haziran 2014 Pazar

AZ MALZEMELI PRATIK KURABIYE

 EN KOLAY KURABIYE(benceli)


Bu tarifi umut sepeti .com dan aldim ama bazi seyleri ekleyip cikardim.Esim cok begendi insaallah sizlerde begenirsiniz.
MALZEMELER:
Yarim cay bardagi sivi yag
100gr kadar tereyag
1su bardagi pudra sekeri
1su bardagindan bir parmak az ceviz ici
Aldigi kadar un ..

YAPILISI:
Tum malzemeleri karistirip kulak memesi kivamina getirin.
Istediginiz gibi sekil verin.
Yagli kagitli tepsiye dizin.
170 derecede hafif pembelesene kadar pisirin.

AFIYET BAL SEKER OLSUN...