Sayfalar

26 Ekim 2013 Cumartesi

BİR GARİP YOLCU GİDİYOR....

SELAMÜN ALEYKÜM DOSTLAR

BİR GARİP YOLCU, BİR GARİP DİYARLARA  GİDİYOR...


SİZLERİN HAYIR DUALARINI BEKLİYOR...

EMANETLERİNİ SAĞLIKLA GÖTÜRÜP GETİREBİLMEYİ DİLİYOR.

HEYBESİNDE DE NE GÖTÜRÜR,GELİRKEN NE GETİRİR BİLEMİYOR.

SİZLERİ VE BÜTÜN SEVDİKLERİNİ RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'A EMANET EDİYOR.

NOT:AVUSTURYA JUDENBURG'A GİDİYORUM.BURASI İLE İLGİLİ BİLGİLERİNİZİ YAZARSANIZ SEVİNEREK OKUR FAYDALANIRIM....


MUHABBETLE KALIN.....




19 Ekim 2013 Cumartesi

SEBZELİ MERCİMEK ÇORBASI

SEBZELİ MERCİMEK ÇORBASI

BiR GaRiP YoLcu


Selamün Aleyküm Dostlar bugün bir çorba tarifimiz var.İnşaallah beğenirsiniz....

MALZEMELER

1 orta boy soğan
1 orta boy patates
1 orta boy havuç
2 orta boy domates
2 dalıyla beraber kereviz yaprağı
1 su bardağı kırmızı mercimek
zeytinyağ
dilediğiniz baharatlar

YAPILIŞI

Bütün sebzeleri 4-5 bölüp tencereye koyuyoruz.Mercimeği yıkayıp koyuyoruz.Zeytinyağını,baharatlarını ve yeteri kadar su koyup tencerede iyice pişiriyoruz.Piştikten sonra blenderdan geçirip servise sunuyoruz.


Afiyet olsun…



18 Ekim 2013 Cuma

KÖLE ETTİK.....


KÖLE ETTİK





HAYVANLARI EVCİLLEŞTİRDİK ,İNSANLARA KÖLE ETTİK...






KADINLARI SİNDİRDİK, ERKEKLERE KÖLE ETTİK...






KARILARI DÖVDÜRDÜK , KOCALARA KÖLE ETTİK...





ZENCİLERİ EZDİK ,BEYAZLARA KÖLE ETTİK...






FAKİRİ KÜSTÜRDÜK ,ZENGİNLERE KÖLE ETİK...





ÇOCUKLARI KIRDIK BÜYÜKLERE KÖLE ETTİK...

İNSANI İNSANA KÖLE ETTİK...

AMA YARADAN BİZDEN YALNIZCA KULLUK ETMEMİZİ İSTEMİŞTİ 

KÖLELİK DEĞİL...





GÜVEÇ

GÜVEÇ
  Biz güveç diye özel güveç tenceresinde(Toprak  Çanak) yapılmış patlıcan yemeğine diyoruz.Patlıcan severlere güzel bir seçenek…

alıntı

Bayramda da bugün artık sebze yiyelim dediğimiz gün güveç yaptım.Lezzetli olunca da yayınlamaya karar verdim.
Gelelim Tarife

MALZEMELER:
500 gr kuzu kuşbaşı
1 kg patlıcan
2 orta boy soğan
3 orta boy yeşil biber
3 orta boy domates
bolca sarımsak(dilediğiniz kadar sadece soyulmuş)
1 yemek kaşığı domates salçası
tuz,toz biber,karabiber,kimyon
zeytinyağı



YAPILIŞI:

Yemeğin yapılışında hiçbir malzemeyi önceden pişirmemeniz.Bütün malzemeleri güvece çiğden üst üste koyuyoruz.Yani en alta kuşbaşı,onun üstüne soğan,biber onunda üstüne acısı tuzlu suda alınmış, küp küp doğranmış patlıcan en üstede domates ve tüm tüm sarımsaklar koyup salçayı da çok az sulandırıp zeytinyağını dilediğiniz kadar döküp ocağın altını açıyoruz.İyice  fokurdayınca altını kısıp 1 saate yakın pişiriyoruz.

AFİYET OLSUN...

ALLAH' A EMANET OLUN.

SEVGİ VE MUHABBETLE

17 Ekim 2013 Perşembe

Gül Baklavası



İLK BAKLAVAM

Hayatım da bir ilk daha.İlk defa baklavalık hamur yoğurdum.İlk defa o hamuru açtım.Benim için asla yapamam dediğim bir işti.Ama çok zor değilmiş önemli olan başına geçecek cesareti bulmakmış.Bu cesareti buraya yazabilmek adına buldum.Anlayacağınız zincirlerimi yavaş yavaş kırıyorum.Yapamamlarımı yaparıma dönüştürmeye çalışıyorum,en azından çabalıyorum ,işin başına geçiyorum yada niyetleniyorum...Gelelim tatlıya(Bayramın dörte üçü geçti ama olsu. tatlının tarifi sevgili Rumeysa’nınEllerinden.blogundan,Rumeysa ‘nın hamurunu kullanıp  annemin yaptığı gibi gül şekliyle yapmak istedim.Anneciğimin gül tatlısı dediği şekliyle yaptım.
Evdeki çeşnicibaşından geçer not aldı.Bakalım sizden geçecek mi?

 Malzemeler:
1 çaybardağı Yoğurt
1 çaybardağı Sıvıyağı

1 çaybardağı Su
1 Yumurta
1/2 paket Kabartmatozu
3 Yemekkaşığı Sirke
Yaklaşık 1 kg Un

 Çok çekilmemiş fındık yada ceviz

Açmak için yaklaşık 500 gr nişasta

Üzerine için: 100 gr tereyağ

Şerbeti için
3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
çeyrek limon suyu


Hamuru yoğurup cevizden biraz büyük bezelere ayırıyoruz.Bezeleri tek tek açıyoruz.Dörde bölüp,köşelerini ortaya çekiyoruz.


Dört yapraklı yonca şeklini aldıktan tam ortasına cevizi yerleştirip yaprakları tek tek katlıyoruz.




             En büyük yaprağı en sona katlıyoruz.

Tepsiye dizdiğimiz baklavaların üstüne erittiğimiz tereyağını gezdiriyoruz.170 dereceye ayarladığımız fırınımızda kızartıyoruz.
Kaynattığımız şerbeti kızgın sıcaklığı gidince soğuyan tepsiye döküyoruz.

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN...
BAYRAMINIZ MUTLU,HUZURLU,SAĞLIKLI,BOL DUALI GEÇSİN....



15 Ekim 2013 Salı

SADAKALARIMIZI BOŞA ÇIKARMAYALIM

SADAKALARIMIZI
BOŞA ÇIKARMAYALIM


“Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden
(bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab’leri katında
mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.”
(Bakara, 2/262)
Biz müminler yaptığımız davranışlarda Allah rızasını ararız. Yüce Rabbimizin
hoşnutluğunu kazanmak bizler için en güzel ödüldür. İşte bu güzelliğe ve yüceliğe
erişmek için Rabbimizin emirlerini tutar, yasaklarından kaçınırız. Onun bizlere sık
sık hatırlattığı hayır yapma ve Allah yolunda harcama bilincine sahip olmak için çabalarız.
Mümin olmanın gereği Allah yolunda sevdiğimiz şeylerden harcarken gönül
kırmamaya, kimseyi incitmemeye çalışırız. Yaptığımız maddi ve manevi iyilikleri çıkar
amaçlı olarak yapmaktan uzak dururuz. İyilik yaptığımız kimseleri baskı altına
almaktan, onları minnet altında bulundurmaktan sakınırız. Biz bu iyilik ve hayırları
onların başına kakmak veya onlardan bir şeyler beklemek için yapmayız. Biz müminlerin
mükâfatı Allah’a aittir. İşte yüce Rabbimizin emirlerinden biri de O’nun
rızasını kazanmak için mallarımızı Allah yolunda harcarken insanlardan bir karşılık
beklememek ve iyilikleri onlara sürekli hatırlatarak başa kakmamaktır.
İnsan olarak iyilik yaptığımız kişi veya kişilerden bir teşekkür görmediğimiz,
hatta beklemediğimiz bir şekilde kötü muamele gördüğümüz anlar olabilir. Bu gibi
durumları sabırla karşılamak gerekir. Atalarımız; ‘İyilik yap denize at, balık bilmezse
Halık bilir’ demişlerdir. Bu bakımdan önemli olan insanların yapılan iyiliklerin değerini
bilip bilmemeleri değil, bilakis iyilikleri yaparken Allah’ın rızasını gaye edin-
mektir. İnsanlar bilmese de elbette her şeyi gören ve bilen, en ufak bir iyiliği, hayrı
karşılıksız bırakmayacak olan yüce Allah’tır. Yapılan iyilikler ve kötülükler karşılıksız
bırakılmayacaktır. Bu dünyada yaptıklarımızın hesabının sorulacağı ahirette,
herkese yaptığının karşılığı eksiksiz olarak verilecektir. Mallarını Allah yolunda harcayıp
daha sonra bu yaptıklarını başa kakmak da akıllı bir davranış biçimi değildir.
Böyle yapmak Allah yolunda hayır yapmak bilinciyle bağdaşmaz. Yine bu davranış
biçimi mükâfatı yalnızca Allah’tan beklemek ve sadece Rabbimizin rızasını kazanmak
gerçeğiyle de bağdaşmaz.
Gönül incitmek ve gönül kırmaktan sakınmalıyız. Allah’a olan imanımız gereği
insanların gönüllerini incitmeğe değil, yapmaya çalışmalıyız. Kendisine iyiliğimiz
dokunan bir kişiye söz veya davranışlarımızla eziyet verirsek bu durum onun gönlünde
derin yaralar açabilir. Bu durumda bizler hem yaptığımız hayrın idrakinde
olmamış oluruz, hem de sevap işleyeceğimiz yerde günaha girmiş oluruz. Ayrıca
kul hakkına girmiş olduğumuzu da unutmamamız gerekir. Ayrıca çok sevdiğimiz
dünyalıklardan Allah yolunda severek muhtaçlara ve Rabbimizin emrettiği yerlere
sarf etmeliyiz. Veren el olmaya çalışmalıyız. Verirken de Allah için verdiğimizi unutmamalıyız.
Bu esnada gönül incitmemeye, insanların gururunu kırmamaya özen
göstermeliyiz. İnsan onurunu zedeleyecek tarzda hareket edecek davranışlardan da
uzak durmalıyız. Bu iyilikleri dile getirmenin o insanların gönüllerini incitebileceğini
akıldan çıkarmamalıyız. Aksi şekilde davranmak iyiliğin dünya menfaati için
yapıldığı anlamına gelir ve bu durumda yapılan şey iyilik olmaktan çıkar.
Allah yolunda mallarını gönülden gelerek ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak
uğrunda harcayanlara, harcadıklarının peşinde olmayanlara ve bu esnada gönül incitmeyenlere
ne mutlu. Onlar ödüllerini Allah’tan umarlar, hiçbir faniden bir şey
beklemezler, yaptıkları hayrı, iyiliği hatta gördükleri kötülükleri de unuturlar. İşte
böyle müminlerin mükâfatları Allah tarafından kat kat fazlasıyla verilecektir. Onlar
ahirette asla üzülmeyeceklerdir, onlara asla korku yoktur.

Kurban Bayramı Tüm İslam Aleminin Kutlu,Mutlu Sağlıklı olsun

13 Ekim 2013 Pazar

SEVGİLİ RUMEYSA

SEVGİLİ RUMEYSA


  

Rumeysa kimki demeyin Rumeysa annesinin,RUMEYSANIN ELLERİ blogunu yazmak için ilham kaynağı olmuş biricik kızı, kıymetlisi,göz bebeği,nar tanesi,nur tanesi,Yaradan’ın  annesine verdiği emaneti…

  Rumeysa  tam bir küçük hanım…

  Nerden tanıyorsun derseniz…

  Geçen haftalarda annesiyle tanışma şerefine nail olmuşken onunla da tanıştım.Annesinin yanında ,kolunun altında,annesinin sözünden çıkmayan, belli ki  becerikli annesinin izinden gidecek bir küçük hanım.

   O kadar küçük yaşta kendini geliştirmeye başlamış ki annesinin dediğine göre  karate de turuncu kuşak seviyesinde..Ben bu yaşta hala kendimi nasıl geliştiricem diye düşünürken O bunları aşmış bir küçük hanım…

  Bu yaşta kendi ilgi ve hobilerini de keşfetmiş,annesinin blogundan sanırım mutfak malzemeleri satan dükkanlarda gezmeyi ,(Bu mağazalarda anne şunu da alalım bunumuz da eksik diyecek kadar konuya hakim)teyzesiyle mağaza mağaza dolaşmayı da çok seven  küçük bir hanım…

Çok mütevazi ve annesini hiç sıkmayan küçük hanım

  5 Ekim deki  Antalya blogerleri sonbahar  buluşmasında  da kuzeni ve arkadaşlarıyla yemekleri eleştirebilen bir küçük hanım…

     O buluşmada  o küçücük yüreğiyle o kadar  merhamet ve sevgi   doluydu ki arkadaşlarıyla annesini bulamayan küçük kediciğin annesini bulmak için elinden geleni yapmaya çalışan  küçük hanım…

(Orda o kadar  güzel bir fotoğrafını çekmişim ki ama annenden izin almadığım için yayınlayamadım.)

  Rumeysa,Allah izin verirse ne yaptığını bilen ,kendinden emin,annesinin de desteğiyle güzel ahlaklı bir insan,Yaradan'a layık bir kul,Peygamber (S.A.V)efendimizin bu benim ümmetimden dediği bir ümmet,anne ve babasına hayırlı bir evlat olur.Rabbim yolundan şaşırtmasın,şeytanın dokunamadığı müminlerden ol İnşaallah...


SEVGİLİ RUMEYSA

 Sen belki beni  hiç hatırlamayacaksın ama ben seni küçük hanımlığınla hep hatırlıycam .Bu arada geçen hafta içi doğum günündü  iyiki doğdun canım benim.Dualarımız seninle...

Seni bu kısacık iki günde bu kadar tanıyabildim.İnşaallah ilerki günlerde seni daha iyi tanıyabilme fırsatım olur.


 İnşallah, bu dünyada da öbür dünyada da Yaradan’nın sevdiği ve Yaradan’ı seven kullardan olursun…Allah’ emanet ol…

NOT:(Bu arada hediyen hazır.Zamanını bilemiyorum ama en kısa zamanda sana ulaştırıcam.:))

Sevgiler rana teyzen...


12 Ekim 2013 Cumartesi

Kur'an'ın İlk Emri

SELAMÜN ALEYKÜM YARENLER.....


Kur'an'ın İlk Emri kitabını hamdolsun bitirdim. Kitapta güzel, benim faydalandığım bilgiler  vardı.Altını rengarenk çizdiğim benim çok hoşuma giden cümleleri sizinle paylaşmak istedim.Eklemek istediğiniz bilgileri duymak beni mutlu eder.
Foto Netten Alıntıdır


    Okumak bir değişim ve dönüşüm ameliyesidir.Okumakla insan,okuduğu şeye yada okuduğunu kendisine dönüştürür.

   Okudukça,Yaratan’ın okunmakla mana kazanmak üzere  var ettiği  bütün varlık size doğru koşar ve okunmak üzere etrafınızda toplanırlar.

   Okurken Yaratıcının sizi  biraz kalem,biraz defter,biraz da kitap olarak tasarladığını hayretlerle müşahede edeceksiniz.

   ‘’Adem ilimle meleklerden üstün oldu.Ey Kur’anın müntesipleri yeryüzünde melekleri dahi kıskandıracak bir muvaffakiyet elde etmek istiyorsanız ilme sarılın.Sizin yeryüzündeki muvaffakiyetleriniz,talim ve tedris meşakkatine katlanıp öğrendiğiniz ilimle doğru orantılıdır.Çünkü ilmin bir üstün olma niteliğidir.Yeryüzünde güçlü olmanın ve gücü doğru kullanmanın yolu ilimden geçer.’’

   Okumaya başlamak, var olmaya başlamaktır.Okumak var olmaktır.Bu  tarz bir fikri yaklaşımla okuma emri var olma emridir ancak varolmaya nitelik biçen, hedef tayin eden bir emir…Evet oku emri,Kur’nı’ın  diğer mesajlarını  ve emirlerini ihata eden külli bir emirdir.

    Kur’an’ın ‘’Oku!’’emriyle başlaması,muhatabını hayata taşıma,ona bilinç inşa etme,zamansızlıktan ve  mekansızlıktan,zaman,mekan ve mekine bir iltifattır.Aynı zamanda o  insandan var edenine bir bilinç ve farkındalık ibadetidir.

   Okumak,  etrafınızda cereyan eden hadiselerin dilini anlamak ve o dili konuşmaktır.Dahası,etrafınızda cereyan eden tüm hadiseleri sizinle konuşmak isteyen,sizi muhatap kabul eden,bir sonsuz ve sınırsız kudret sahibi Zatın sizinle konuşmak için sizin bünyenizde ve haricinizde sergilediği muhteşem,harika sanat eserlerini O’nun kullandığı bir konuşma dili kabul edip,O’nun ‘’Haydi konuşalım!’’ teklifine icabet etmektir…Yani Allah’ın kendisini bulmamız için etrafımıza serdiği sanat eserlerini okumak,O’nu anlamak ve O’nunla konuşmak demektir.

  Okumak,insanı hapsedildiği kayıtlardan ve boyutlardan kurtarma eylemidir.

  Okumak.Yaratıcı tarafından var edilen ve insanın algı sahasına giren her şeyin beyin tarafından kodlanıp,dilde beyana,kulakta notaya(sese),gözde şekle(estetiğe),kalpte manaya,beyinde fikre(düşünceye) dönüşmüş halidir.


  Külli bir okumaya ulaşabilmek için,kulak,göz,dil,beyin,kalp,ruh ve insanda bulunan diğer bütün algılama cihazlarının(letaif-i rabbaniye) katılımı temin edilerek ,’’oku’’ emrini veren Zat’ın mürşitliğinde,Peygamberin kılavuzluğu eşliğinde,vahyin aydınlık ikliminde okuma,öğrenmeye dönüşecek ve hakikate erme adına en büyük dinamiklerden biri olacaktır.

(Kitabın sonlarına doğru Ehli Suffeden ve bu mederesenin en bilinen şahsiyetlerinden,Daru'l Kurra'dan,Daru'l Erkam'dan da bahsediliyor.)




Tabi bunlar gibi altını çizdiğim birçok cümle ve paragraf vardı.Ancak onları yazmak  kitabı yazmak gibi birşey olacağı için maalesef yazamadım.


Muhabbetle Allah'a emanet olun....

11 Ekim 2013 Cuma

KIZARTMA TADINDA FIRINDA HAMSİ

FIRINDA HAMSİ

BiR GaRiP YoLcu

SELAMÜN ALEYKÜM DOSTLAR, YARENLER, SEVENLER, ARKADAŞLAR....

Hamsiyi çok seviyoruz.Hele de kızarınca değmeyin keyfimize.Ama kızartma olduğu için sağlık ,diyet falan derken insan iki arada bir derede kalıyor...Neyse bunun da çözümünü buldum kendimce.Kızartacakmış gibi yapıp fırınlıyorum.Nasıl mı yapıyorum?İşte tarifi aşağıda....



MALZEMELER:

1 kg hamsi
1 su bardağı mısır unu
yarım çay bardağı sıvıyağ
dilediğiniz kadar tuz



YAPILIŞI:

*Hamsileri kılçıklarıyla birlikte temizliyoruz.Yıkıyoruz. suyunu süzdürüyoruz.
*Mısır ununu ve tuzu yayvan bir kaba yada tepsiye koyup karıştırıyoruz.
*Suyu süzülen hamsileri içleri birbirine bakacak şekilde birleştiriyoruz.
*Birleştirdiğimiz hamsileri mısır ununa arkalı önlü buluyoruz.
*Mısır ununa buladığımız hamsileri, yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye sıkı bir şekilde yan yana  diziyoruz.
*Sıvıyağı tepsiye gezdiriyoruz
*Fırını 200 dereceye ayarlayıp 30-35 dakika kadar pişiriyoruz.

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN...

9 Ekim 2013 Çarşamba

KAYMAKLI KADAYIF

BAYRAM İÇİN KAYMAKLI KADAYIF



Eğer bu bayram pratik beni yormayacak( baklava falan açamam da ,beceremem de) bir tatlı yapmak istiyorum diyorsanız .Bence bu tarifi  demelisiniz.

KAYMAKLI KADAYIF

MALZEMELER:
500 Gr kadayıf
125 gr tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ
1 su bardağı çekilmiş ceviz

ŞERBETİ İÇİN

3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
birkaç damla limon suyu


YAPILIŞI:

   Tereyağını koyup eritiyoruz.eriyen tereyağının içine sıvıyağını koyuyoruz.
   Bir tepsinin içine kadayıfı ikiye bölüp,yağ karışımının yarısını döküp iyice harmanlıyoruz.Yağın kadayıfın heryerine bulaşmasını istiyoruz.Bu karışımı yağladığımız pişireceğimiz tepsiye alıyoruz ve iyice bastırıyoruz.
 Cevizi karışımın içine serpiyoruz.
 İkinci katını da aynı şekilde yağlayıp üstüne serip iyice bastırıyoruz.
 Fırını 175-200 arasında alt üst kızaracak şekilde pişiriyoruz.

Bu arada su ve şekeri buluşturup şerbeti kaynatıyoruz.Ocaktan almadan önce limon suyunu sıkıp kapatıyoruz.


Pişen sıcak kadayıfa ,ılıyan şerbeti döküyoruz. 

Soğuyunca misafirlerimize afiyetle muhabbetle sunuyoruz.
    

  


7 Ekim 2013 Pazartesi

HERSHEY'S MÜKEMMEL PASTA

HERSHEY'S MÜKEMMEL PASTA






Geçen akşam bloglarda gezerken sevgili Lezzetli Sanatlar blogunda bu pastayı görünce hemen yapmaya karar verdim.İyi ki de yapmışım .İnanılmaz leezzetli bir pasta oldu.içi yumuşacık ve yumurta kokusu yok,inanılmaz güzel  bir pasta.Adı gibi mükemmel bir pasta.Tabi görselliği orjinali gibi olmasada tadı çok güzeldi.Pastanın orjinalini görmek isterseniz lezzetlisanatlar.blogspot.com a mutlaka uğrayın derim.Tabi Lezzetli sanatlarda daha güzel pastalarda  var.Yapmak isterseniz Lezzetli sanatlar blogunun misafiri olun.Lezzetli sanatlar blogunun sahibesi de hakkını helal etsin.Kopyala yapıştır yapıp kendime göre değiştirdiğim bazı yerlerini.


MALZEMELER
Kek İçin:
·                     2 su bardağı şeker (3 yemek kaşığı azalttım)
·                     1+3/4 su bardağı un
·                     3/4 su bardağı kakao
·                     1 paket kabartma tozu
·                     1 fiske tuz
·                     2 adet yumurta
·                     1 su bardağı süt
·                     1/2 su bardağı sıvıyağ
·                      2 paket vanilya
·                     1 su bardağı kaynar su

Krema İçin:
·                     125 gr. tereyağ veya margarin
·                     1 su bardağı kakao(Evde kakao kalmadığı marketten aldığım bitter çikolatayı kullandım)
·                     1,5 veya 2 su bardağı pudra şekeri
·                     1/2 su bardağı süt (azaltabilirsiniz)
·                     1 paket vanilya



YAPILIŞI
1.                 Fırını 175 C'de ısıtın. Çapı 23 cm.lik iki adet kalıbı yağlayın ve unlayın.   
2.                 Kek için şeker, un, kakao, kabartma tozu, karbonat ve tuzu derin bir kaba alın.
3.                 Üzerine yumurta, süt, sıvıyağ, vanilyayı ekleyin ve mikser ile orta hızda 2 dk. çırpın.
4.                 Kaynar halde olan suyu karışımın üzerine dökün.
5.                 Kek hamurunu kalıplarına eşit olacak şekilde paylaştırın. 30-35 dk. fırında pişirin. Kürdan ile test yapın, fırından alın. Kalıpta 10 dk. beklettikten sonra kalıplardan çıkartıp soğuması için tel ızgara üzerine alın.
6.                 Krema için bitter çikolatayı benmari eritip içine yağı eritin. Pudra şekeri ve sütün yarısını ekleyip çırpın. Vanilyayı ekleyin. Gerekirse pudra şekeri miktarını arttırın. Süt miktarını kıvamına göre ekleyin. (Kıvamı göz kararı ve isteğinize göre yapabilirsiniz.)

7.                 İyice çırpın. Keklerin birinin üzerine bir kaç kaşık sürün. İkinci keki üzerine yerleştirin.  Üzerine ve kenarlarına kremanın kalanını sürün. Üzerine spatula ile şekil verip isteğinize göre süsleyin.

SUSAM YAĞLI VE PEKMEZLİ GÖZLEME

ÇOKKKKK  PRATİK KAHVALTILIK

SUSAM YAĞLI VE PEKMEZLİ GÖZLEME



Kahvaltılık dedim ama acil gelen misafir içinde çok pratik, gercekten beş dakikada yapılabilecek bir tatlı...
Bunu bir gözlemecide yufkanın içine şeker koyarlarken düşünmüştüm çokta nefis bir tat oldu.Şekerliyi turistler  özellikle de Ruslar çok seviyorlarmış.
Ben bunu şöyle yaptım

MALZEMELER(1 adet gözleme için)

1 adet yufka

2 tatlı kaşığı susam yağı (Bunu daha önce tahinle yapmıştım ama tahin daha sıvı olduğu için akmıştı.:(  Susam yağı akmadı çok güzel kıvamı oldu.)))

3 tatlı kaşığı pekmez

tereyağı

YAPILIŞI

Susam yağını ve pekmezi  karıştırıp harc yapıyoruz.Yufkayı açıp gözleme şeklinde katlarken her katına bu harçtan sürüyoruz.Tamamen katladıktan sonra yanmaz tava da tereyağ ile kızartıyoruz.Bu kadar.....

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN.....

6 Ekim 2013 Pazar

SİRKELİ TUZLU KURABİYE (TEK LOKMALIK KURABİYE)

SİRKELİ TUZLU KURABİYE (TEK LOKMALIK KURABİYE)





MALZEMELER

125 gr tereyag
1 su bardagi siviyag
Yarim su bardagi sirke(elmada olbilir uzumde ben elma sirkesi kullandim)
1yumurta aki icine sarisi ustune
1 tatli kasigi toz biber
1 bucuk yemek kasigi seker
1 tatli kasigi corek otu
1 tatli kasigi tuz
1 paket kabartma tozu
1 su bardagi susam
Alabildigince un




YAPILISI
Tereyagini,siviyagini,sirkesini,yumrta akini,toz biberini,sekerini,corek otunu,tuzunu,kabaetma tozunu ve alabildigi kadar unu koyup kulak memesi kivaminda bir hamur elde ediyoruz.

Hamuru biraz dinlendirdikten sonra bezelere ayirip,oklavayla cok ince olmayacak sekilde acip dilediginiz kalipla sekil veriyoruz.Kaliptan cikardigimizi once yumurtaya sonra da susama batirip tepsiye diziyoruz.

Firinda 175* pisiriyoruz.

AFIYET OLSUN.....

3 Ekim 2013 Perşembe

cekilis

Sevgili bulutagaci cekilis duzenlemis.hicte cekilis havamda degilim ama hediyeler cok guzelmis dayanamadim.haydi bulutagaci.blogspot.com a
.....